Duygusal Dalgalanmalar ve Kontrol
Sen duygularını kontrol edemiyorsun. Her duygunu son derece yoğun ve aşırı bir şekilde yaşıyorsun. Bu, duygusal bir volkanın patlaması gibi, içinden çıkan her duygu, senin etrafındaki herkese yayılıyor. Hayatın, bu duygusal dalgalanmalarla dolu bir yolculuk gibi geçiyor. Üzüntünü gizlemek ya da sevincini içinde tutmak gibi bir yeteneğin yok. Her deneyimin, her anın senin için büyük bir anlamı var ve bu anları büyüteç altında inceliyorsun. Hayatının her aşamasında büyük olaylar yaşadın ve bu olayların etkisinden kolayca kurtulamadın. Duyguların, senin kişiliğinin bir yansıması ve kim olduğunu anlatan bir hikaye. Seni anlamak için, bir süreliğine senin duygusal dünyana dalmak yeterli oluyor. Bu duygusal dalgalanma, bir yandan sana zarar veriyor. Duygularını bu kadar yoğun bir şekilde yaşamak, seni içten içe yıpratıyor. Öfken, sinirin, üzüntün ve mutluluğun üzerinde kontrol sahibi olamıyor ve duygularının seni tamamen ele geçirmesine izin veriyorsun.
Samimiyetsizlik ve Rol Yapmak
Bazen hepimiz hayatımızın belli bir yerinde, sosyal ortam gereği bir tık yapmacık davranmak zorunda kalmış olabiliriz. Bakalım sen ne kadar iyi rol yapıyorsun, ne kadar samimiyetsizsin?
Samimiyetsizlik Testi
Hayatın bazen acımasız kuralları vardır ve bu kuralların biri de bazen samimiyetsiz hareketler yapmak zorunda olmamızdır. Ancak bu durumun da bir sebebi var tabii ki. İşte, sosyal hayatta, belirli insanlarla, belirli bir ortamda iyi geçinmek zorunda kalabiliyoruz. Bu durumları yaşarken, belki de içten içe bir samimiyetsizlik hissi kaplıyor içimizi, ama durumlar gereği bu tip davranışları sergilemek zorunda kalabiliyoruz. İş hayatı da bu durumun en tipik örneği. Ne yazık ki, iş ortamında çoğumuz bu tip davranışları sergilemek zorunda kalıyoruz. Aksi takdirde, hayatta kalma mücadelemiz zorlaşabilir. Adımız 'uyumsuz' olarak anılmaya başlar ve bu da hiçbirimizin istemeyeceği bir durum. Ancak bir yandan da, bu durumun bir avantajı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü sen, insanların her hareketine kanacak kadar saf biri değilsin. Kimin ne yapmaya çalıştığını, kimin gerçekten samimi olduğunu ve kimin samimiyetsiz olduğunu anlama yeteneğine sahipsin. Bu da seni bir adım öne çıkarıyor. Bir diğer nokta ise, belki de samimiyetsiz iltifatlar yapıyorsun. Ancak bu iltifatlar, yalandan da olsa, insanların gününü güzelleştiriyor. Çünkü senden iltifat almak, onlar için ayrıcalık. Bu durum, belki de onların günlerini biraz daha renklendiriyor ve onlara biraz daha mutluluk katıyor.
Samimiyet ve Dış Görünüş
Senin için dış görünüş, bir insanın sahip olduğu en önemsiz özellik. Sana göre, bir insanın iç dünyası ve karakteri, dış görünüşünden çok daha önemli. Samimiyetsizlik ve sahtelik, senin için hiçbir zaman kabul edilemez. Ne düşünüyorsan, onu açıkça ifade etmekten çekinmiyorsun. Bu durum, bazen senin için dezavantaj olabiliyor. Çünkü insanlar genellikle acı gerçekleri duymaktan pek de hoşlanmazlar. Ancak bu durum, senin güvenirliğini hiçbir şekilde sorgulamaz. İnsanlar, senin dürüstlüğünü ve açık sözlülüğünü takdir ederler ve kimsenin senin güvenirliğin konusunda kafasında bir soru işareti olmaz. Hayatında çok fazla insanla samimi olmayı tercih etmiyorsun. Sana göre, kalabalıklar içinde kaybolmak yerine, sadece seni anlayan ve değer veren birkaç kişiyle yakın olmak yeterli. Bu yakın çevren, senin hayatındaki en değerli varlıklar. Onlarla zaman geçirmek, senin için dünyadaki en güzel şey. Bu yüzden, hayatında çok insanı sevmek yerine, sadece birkaç kişiye gerçekten değer veriyorsun. Bu da seni, diğer insanlardan farklı ve özel kılan bir özellik.