
İsrail'in Gazze'ye Beyaz Fosforlu Saldırıları Çevre Felaketine Yol Açabilir
İsrail'in 7 Ekimden bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de, uluslararası hukuka göre yoğun sivil nüfusun bulunduğu bölgelerde kullanımı yasak olan beyaz fosforlu top mermileriyle saldırısı, can kayıplarının yanı sıra olası bir sağlık ve çevre felaketini de gündeme taşıdı.
Beyaz fosforun çevrede bıraktığı tahribata ilişkin soruları yanıtlayan Kahveci, fosfor elementinin üç formundan biri olan beyaz fosforun sarımsağa benzer bir kokuya ve balmumu kıvamında açık sarı-beyaz renkli bir yapıya sahip olduğunu, endüstride kullanılmak üzere dünyada her yıl yaklaşık 900 bin ton beyaz fosfor üretildiğini kaydetti.
Beyaz Fosforun Yanma Tepkimesi
Beyaz fosforun havadaki oksijenle anında yanma tepkimesine girdiğini, önce beyaz bir duman daha sonra ise alev oluşturarak yüksek miktarda ısı ortaya çıkardığını belirten Kahveci, sıcaklığın 800-815 santigrat dereceye yükseldiğini ve en sonunda zararsız fosfat bileşenine dönüştüğünü söyledi. Ancak bu yüksek sıcaklık nedeniyle uluslararası hukuka göre yasaklanmasına rağmen savaşlarda mühimmat olarak kullanıldığını ifade etti.
Çevreye Etkileri
Beyaz fosforun çevreye olan etkisini açıklayan Kahveci, suya ve toprağa karıştığında uzun süre etkisini sürdürebildiğini ve çevrede büyük hasarlara neden olduğunu belirtti. Ayrıca su canlılarına ulaşarak zehirleyici etkilere yol açabileceğini ve bitki örtüsünün aşırı miktarda artmasına sebep olduğunu söyledi.
Sağlık Etkileri
Beyaz fosfora maruz kalan kişilerde ağır acılar ve ölümlere neden olduğunu vurgulayan Kahveci, uzun vadede ise akciğer, karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ifade etti. Beyaz fosfor zehirlenmesine karşı herhangi bir antidot bulunmadığını ve maruz kalan kişilerin hayatlarını kaybettiğini söyledi.
Çevre Felaketini Önlemek İçin
Beyaz fosforun çevreye verdiği tahribatı azaltmak için dekontaminasyon işlemi yapılması gerektiğini ancak bu işlemin zor ve maliyetli olduğunu belirten Kahveci, en önemli çözümün bu tür mühimmatın kullanılmaması ve uluslararası kamuoyunda buna karşı baskı oluşturulması olduğunu ifade etti.