Türk ve dünya sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Yılmaz Güney’in Paris’teki mezarını ziyaret eden Ataol Behramoğlu, Suavi ve Orhan Aydın, usta sanatçının geride bıraktığı eserleriyle her zaman ışık saçacağını vurguladı.
Sanatçılar Ataol Behramoğlu, Suavi ve Orhan Aydın, Türk ve dünya sinemasının unutulmaz isimlerinden Yılmaz Güney’in Paris’teki Pere Lachaise Mezarlığı’nda bulunan mezarını ziyaret ederek burada açıklamalarda bulundu. Ataol Behramoğlu, Güney’in mezarı başında yaptığı konuşmada, “Sevgili arkadaşlarım Suavi ve Orhan Aydın ile birlikte Fransa’nın ünlü Pere Lachaise Mezarlığı’ndayız ve tam da sevgili Yılmaz Güney’in sonsuzluğa uğurlandığı noktadayız. Onun mezarının önündeyiz. Onu kaybettiğimiz 1984 yılında Paris’te, ben de sürgünüme geldiğimde karşılaşıp kucaklaşmıştık. Aradan 39 yıl geçmiş. Yılmaz Güney gibi muhteşem bir enerjinin burada, bu taşın altında olduğuna insan inanamıyor. Ama asıl gerçek, Yılmaz Güney’in kişiliğiyle, yapıtıyla, her şeyiyle Türkiye’nin kalbine gömülü olduğudur ve her zaman ışıklar saçacaktır orada” dedi.
Güney’in hakkında bugünlerde çok şey yazılıp çizildiğini belirten Orhan Aydın, “Ama bilinsin isterim ki ‘Yol’ bizimdir, ‘Duvar’ bizimdir, ‘Sürü’ bizimdir, ‘Umut’ bizimdir, ‘Acı’ bizimdir, ‘Ağıt’ bizimdir. Yılmaz abinin yazıp hayata kattığı, yönetip oynadığı her şey bizimdir ve bizimle olacaktır” ifadelerini kullandı. Suavi ise Güney’in anısı önünde ben de saygıyla eğildiğini belirterek, “Güneşin hiçbir zaman balçıkla sıvanmayacağına olan inancımla, Yılmaz Güney’i sevenleri dostça selamlamak istiyorum” şeklinde konuştu.
Sanatta yönetmenliğin yanı sıra senarist, oyuncu, yapımcı ve yazar olarak da önemli bir iz bırakan Yılmaz Güney, 9 Eylül 1984’te mide kanseri nedeniyle Fransa’nın başkenti Paris’te 47 yaşında hayata gözlerini yummuştu.