Zıt Kutuplar Birbirini Çekmiyor
Zıtların birbirini çektiği yönündeki inanışı inceleyen bilim insanları, 'Benzer yapıya sahip insanların bir araya gelme ihtimali daha yüksek' diyor. Daha önce hiç, sizden çok farklı bir insana ilgi duyduğunuz oldu mu? Örneğin siz daha içe dönük, utangaç birisiniz ve kendinizi dışa dönük, konuşkan tiplere yakın buluyorsunuz. Ya da her hafta sonu partileyen sosyal bir kelebeksiniz ama partneriniz evde uyuklamayı tercih ediyor.
Durum hangisi olursa olsun, romantik ilişkilerde zıt kutupların birbirini çekmesi yaygın kullanılan bir benzetmedir. Peki gerçekten zıt kutuplar birbirini çeker mi? Zıt karakterlerin evliliği harikalar yaratabilir mi?
Bilim adamları çoğu partnerin siyasi görüşler, eğitim düzeyleri ve içki içme alışkanlıkları gibi ortak özelliklere sahip olduğunu tespit ediyor.
Zıt kutuplar birbirini çeker mi?
İş kime aşık olduğumuza gelince, bilim adamları zıtların birbirini çektiğine dair eski atasözünde çok az gerçeklik payı olduğunu söylüyor. Romantik ilişkiler üzerine yapılan bir araştırma siyasi ve dini tutumlar, eğitim düzeyi ve belirli zekâ ölçütleri gibi özelliklerin çiftler arasında oldukça benzer olduğunu keşfetti. Araştırmacılar boy, kilo, tıbbi durumlar ve kişilik özellikleri arasında da bağlantılar olduğunu buldu. Çiftlerin benzer olma ihtimalinin en yüksek olduğu özellik ise doğum yılıydı.
ABD’deki Colorado Boulder Üniversitesi’nde doktora öğrencisi ve ‘Nature Human Behavior’ dergisinde yayınlanan makalenin başyazarı olan Tanya Horwitz şunları aktardı: “Aslında benzer yapıya sahip insanların bir araya gelme ihtimali daha yüksek.”
Araştırmaya göre, incelenen özelliklerin %82 ila %89'u partnerler arasında benzerdi ve sadece %3'ü önemli ölçüde farklıydı.
Araştırma için bilim insanları, çiftlerin ne kadar benzer ya da farklı olma eğiliminde olduğuna ilişkin daha önceki araştırmaları gözden geçirdi; bu çalışma, 1903 yılına kadar uzanan milyonlarca erkek-kadın birlikteliğini içeren yaklaşık 200 makaledeki 22 özelliği kapsıyordu.
Araştırmacılar, ortak çizgilerde birleşmenin gelecekte sonuçlara yol açabileceğini belirtiyor. Örneğin, uzun boylu insanlar diğer uzun boylu insanlarla ve kısa boylu insanlar diğer kısa insanlarla eşleşirse, gelecek nesillerde nüfusun boy dağılımının uç noktalarında daha fazla birey bulunabilir. Aynı şey sosyal alışkanlıklar ve diğer özellikler için de geçerlidir.
Bazı araştırmalar, insanların giderek daha fazla eğitim geçmişine göre eşleştiğini ve bunun da genişleyen sosyoekonomik uçuruma ilişkin endişeleri artırdığını öne sürüyor.